Markalar

Mimari

BİR MİMAR
BirMimar - 06.Mayıs.2012

Tecrübenin Dinamizme Yansıması.
Genç, dinamik, tecrübeli bir Mimar:
Merve ERTÜRK.



M.M. Kendinizden bahseder misiniz? Şu an bulunduğunuz firma ve çalıştığınız ne tür bir proje?
M.E.

2006 yılında Trakya Üniversitesi mimarlık fakültesini bitirdikten sonra bir süre İngiltere'de yabancı dil eğitimi gördüm. Geri döndügümde 3 yıl kadar bir mimarlık ofisinde çalıştım ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Mimari tasarım üzerine Yüksek Lisans Eğitimi aldım. Şu anda Emay insaat bünyesinde beş yıldızlı bir otel projesi yapıyoruz. Otel Brand'i belli ancak proje gizlilik kapsamında söyleyemiyoruz ne yazık ki.

M.M. Size göre mimarlığın ne kadarı eğitim ne kadarı kültür ve ne kadarı vizyon?
M.E.

Mimarlık oldukca geniş kapsamlı bir meslektir. Tasarım aşamasından tutun ki bu sosyoloji, psikoloji, şehircilik, ekonomi gibi insanı ilgilendiren daha pek çok uzmanlık alanını içinde barındırır, yapım aşamasına kadar uzun ve zahmetli bir süreçtir. Bu donanıma sahip olmak için eğitim çok önemli bir dönemdir. Mimarlık vizyonu eğitim süreci içerisinde öğrencilerde oluşturulmaya çalışılmalıdır. Elbetteki öğrencilerin kişisel becerileri yadsınamaz ancak eğitim bu meslek için çok şey demektir.

M.M. Mesleki gelişiminiz nasıl oldu?
M.E.

Mesleki büyüme elbette lisans hayatıyla başlayarak yüksek lisans döneminde oldukça büyük ilerlemeler gösterdi. Ancak çalışma hayatımın mesleki gelişimime katkısı büyüktür. Aslında mimar tasarımlarını yaptırdıkça ve gördükçe büyüyor. Benim içinde öyle ve olmaya devam ediyor.

M.M. Malzeme seçimini neye göre yapıyorsunuz?
M.E.

Fiziki koşulların gerekliliği malzeme seçimi için oldukça önemlidir. Bunun arkasından malzeme ömrü, sağlıklı oluşu, dayanımı, yanmazlığı gibi koşullar gelir. Tabii karar aşamasında en önemli şey satıcı firmanın malzemesinin arkasında ne kadar durduğudur.

M.M. Tasarım merkezi olarak bilinen İtalya'nın diğer ülkelerden, kültürlerden nasıl bir farkı var? Havası mı suyu mu yani diğer ülkelere göre İtalya'nın farkı nedir?
M.E.

İtalya rönesans döneminden günümüz yüzyıllarına kadar tasarımın ve estetiğin merkezi bir konumda olmuştur. Elbette bunun temeli rönesans döneminde bölge insanının sanatla olan yoğun ilişkisidir. Ancak İtalya günümüzde mimari anlamda yoğun ilerlemeler kaydedememiştir. Kuzey Avrupa ülkeleri ve Amerika günümüz modern mimarisinde tasarım ve teknoloji adına İtalya'ya göre çok daha ileri noktalardadır. Hollanda, Danimarka, Almanya, İngiltere ve Amerika bu ülkelerin başını çekmektedir. Bunun sebebi ise elbette 19yy. sanayii devrimidir. Teknolojinin doğduğu ve büyüdüğü topraklar her konuda günümüz süper güçlerini oluşturmaktadır. Mimaride de bu böyle olmuştur.

M.M. Türkiye olarak biz mimarlıkta neredeyiz?
M.E.

Türkiye ne yazik ki şehircilik ve tasarım kavramı henüz oturabilmiş bir ülke değildir. Şehircilik kriterleri bir ülkenin mimarisinin temel ayağıdır. Elbette iyi şeyler yapılmaya çalışılıyor ancak ne yazık ki yetersiz. Türkiye'nin bir şehircilik politikası oluşturması gerekmektedir. Bu yerel yönetimlerle bakanlıkların beraber çalışmasıyla yapılabilecek bir şeydir. Elbette imar kanunları bunun oluşturulması ve uygulanması için en önemli kriterdir. İmar kanunu ne yazik ki eksiklikler ve boşluklarla doludur. Bir an evvel düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

M.M. Etkilendiğiniz mimarlar var mı Türkiye'de ya da yurt dışında?
M.E.

Elbetteki pek çok var. Ancak iki isim beni oldukça etkiliyor ve dikkatimi çekiyor. İsviçre asıllı Herzog & de Meuron mimarlık firmasının yaptıgı işleri doğaya, insana ve özümüze yakın buluyorum. Doğal malzeme kullanımı ve ışık oyunlarının insan üzerinde yarattığı effect oldukça güçlü. Bunun yanında Zaha Hadid sevdiğim mimarlar arasında. Hadid' in dekonstruktif akıcı mimarisi ve kalemi beni oldukça etkiliyor.

M.M. Hayata bakış açınız ve hayatın size öğrettikleri?
M.E.

Tasarım benim hayat kaynağım. Hayattan tek beklentim ve dileğim içimdekinin dışa vuruşunun yani yarattıklarımın insanları mutlu etmesi ve farklı duygular içerisine bürünmelerini sağlayabilmek. İşte hayata bakışım bu. Hayatın öğrettikleri derseniz 'mutlu et mutlu ol' derim.